Thursday, January 26, 2012

KIR{I}K!

Fotograf: Ekin Cengizkan, Brooklyn Library onu. 
O kadar da korkulacak bir sey degilmis. Acikcasi benim hayatimda 40'a dogru cok seyler degismedi. Yine kaos, yine sacmaliklar, yine ufak seylerden mutlu olma cabalari, her seye ragmen yine de yaratma telasi, istegi, panigi, yurek kabarmalari, daralmalari. Koymusuz bir salincaga ruh durumlarini sallaniyor bir asagi bir yukari. 40 senedir. 


Tamam acikca itiraf etmem gerekirse cok buyuk bir bok olacak sandiydim ben 40 yasima dogru. Megerse anladim ki o bok zaten daha once olmus. 40 olmanin oyle 30 olmak gibi pek sahane bir hali yok. Hani o "haaaa..... simdi anladim" hali gibi olmuyor. "Eeee... tamam ne yani? zaten biliyorduk" oluyor. Fazla surprizli degilmis. 


Ayrica 40 yasima fena parti patlatarak girecegim zannetmistim. 30 gibi, 35 gibi. Halbuki bunun yerine simdi icim burkuk ve kavga etmis bir sekilde giriyorum. Taa New York'larda. Arkadaslarim yok yanimda. Ailem de yok. Kendi tercihimi bu yonde yaptim ben. Dedim ki zaten muzik yazacagim nerede olacagim farketmez. Okul da yok nasilsa, New York'ta olabilirim Maki'nin yaninda. Konser de calariz dedim. Gelis maceramin arkasindan yeni yila giris zaten olayli oldu. Pek huzur bulamadik kaldigimiz yerde. Istedigim(iz) gibi olmadi bu NY kalisi. Pek basarili degil. Caldigimiz konser guzeldi. Muzikler guzel. Yazarken guzel oluyor egleniyorum, ogreniyorum. Yarin kendime dogum gunun kutlu olsun bolumu yazacagim. Eserin 5. bolumu benim olacak. Kendi kendinin sirtini sivazlamak gibi bir sey. Aferin diyecegim kendime bunca senedir yasadin. 


Kolay degil her sene baska cileler. Ben gorunuste cilgin, neseli, icinden cok huzunlu birisiyim. Huzun tum hislerin arasinda agir basar. Kotumser degilimdir ama iyimser hic degilimdir. Hatta asiri iyimserlik biraz sinirimi bozar. Yani allahaskina iyimser olacak ne var bu dunyada? Bu zamanlarda iyimser olmak benim boyumu asiyor. Yasimi zaten coktan asti. Dkkatliyimdir ama. Hep tetikte! Tetikte olmak icin cok fazla enerji harciyorum. Maalesef ve tahminen yaratici enerjimin cok buyuk bir kismi da buna gidiyor. Keske gitmese.
Fotograf: Ekin Cengizkan, Brooklyn.


Hayir, huzun agir basiyor. Yazdiklarimda da... Soylediklerimde de. Cogunlukla davranislarimda da.


Dun Maki beni harika bir Ispanyol lokantasina goturdu. Fusion mutfagi aslinda. Yemekler muthisti. Biz Turk krolari tabii ki fusion yemegi yiyormus gibi yiyemedik. Cidden tapas'larla masa donattik. Oh canima degsindi. Arkasindan da Pina'nin 3 boyutlu versiyonunu seyrettik sinemada. Ben bir de 3 boyutlu gormek istiyordum diye Pina'yi bulmus Maki ama Sali tek gosterim diye erken kutlama yapalim dedi. Gittik. O yemeklerin ustune ben butun film boyunca agladim. Agladim agladim... Hungur hungur. Bu kadar huzunlu ne var diyecek olursaniz anlatamam. Ama biliyorum cevabini. Perisan oldum aglamaktan. Var cok sey var o filmde aglanacak ve TEK sey var, ama yine de anlatamam. 


Birazdan (7 dakika) sonra artik yasimi sorduklarinda, Kirk diyecegim. Brooklyn'de her gece haddinden fazla isinan, icinde ne oldugunu anlayamadigimiz ama her turlu ilaca, temizlige ragmen geceleri bizi isiran bir takim varliklarin oldugu, varliklarin ne oldugunu hic goremedigimiz ama her sabah birbirimize "yeni isirik var mi?,bakayim ne kadar kasiniyor?" diye sorular sormak zorunda kaldigimiz, aydinlatmasi cirkin bir sekilde tepeden olan, ne yapsan temizlenemeyen odanin yataginin uzerinde oturmus bunlari yaziyorum. 


Ad: Elif Selen
Soyad: Gulun
Yas: 40



Saturday, January 14, 2012

Social Music

M: You can't say 'best' for any kind of art!
PR is the 98 percent of it. 
What is he gonna do next?
B: You like that mystery. 
M:They like it. I'm cool.




Monday, January 9, 2012

2011’de neler oldu dostlar?


Sene elimin sakatligi yuzunden calamadigim ama sarkilarimi soyledigim ‘I Sing’ projesi ile basladi ve devam etti bir sure. Super piyanist Serkan Ozyilmaz caldi projelerde benim yerime, sarkilar biraz daha havalandi, nefes aldi sayesinde. Ben iki ay calamadan ancak durdum. Cok da dur(a)madim aslinda ya, neyse.
1 Subat’ta re:konstruKt gecelerinden birinde unlu Ingiliz gitarist Mike Cooper ile birlikte caldik Ediz Hafizoglu ile Nublu’da. Cok guzel bir performans oldu, kayit etmedigimize uzulduk. Calmayi ozlemistim, cok iyi geldi bana. Arkasindan Daniele Camarda geldi yeni 7 telli Elektrik Bas’i ile calmaya. Once 11 Subat’ta Borusan Muzik Evi’nde caldik yine davulda Ediz Hafizoglu ile. Muthis bir konser oldu. Can Aykal kaydetti konseri. Ben elimin acisindan muzdariptim ve biraz formsuzdum. Konsere yetismeye calisan Ediz motor kazasi yaparak geldi. Konserin sonunda ikimizin de ellerinin etrafinda buz torbalari vardi. Konser mi verdiniz boks macina mi ciktiniz esprileri vardi back stage’de performans sonrasinda. Arkasindan 14 Subat’ta Nublu’da Daniele ile Duo calmaya calistik. Yandaki Macy Gray konseri pek izin vermedi. Neyse ki sadik dinleyiciler sabirli davrandi, Ediz CRR konserinin arkasindan kostu gitti davul aldi getirdi sahneye kurduk da yine guzel bir konser daha calabildik. Benim 40 derece atesim vardi o gece. Oyle cocukluk hastaligi gibi bir histi. Ertesi gunu zaten hastanelik oldum. Megerse domuz gribi olmusum. Serumlar v.s… Cikista da annem kaza yapti arabanin icinde ne oldugumuzu sasirdik. Cok acayipti o gun. Subat’in 16’sinda New York Times  “New Wave of Jazz Musicians seeks Niche in Istanbul”u yayinladi. 17’sinde Herald Tribune’de degisik bir versiyonu yayinladi. Haber Istanbul’da Caz muzigine artmakta olan ilgi ile birlikte meydana gelen degisiklikler hakkindaydi. Benimle de Borusan konseri oncesinde uzun bir roportaj yapmislardi. Hepimiz icin guzel bir surpriz oldu. Bu haberin arkasindan Downbeat ve 3 ayri ABD plak sirketi benimle irtibata gecti. Ilgi alaka cesaret verdi. Subat’in son konserini 24’unde Naima’da verdik. 28 Subat’ta da Avusturya’li oda muzigi grubu Ensemble Tris, Cycle in Me eserimi yeniden Viyana’da seslendirdi. Bir de cok onemli bir olay daha oldu; Steve Kuhn JC’de calmaya geldi Joey Baron ile. Ikisi ile de tanistik muhabbet ettik. 1 saatlik muhabette bir ton bilgi akisi oldu. Benim icin cok etkileyici bir deneyimdi (bknz. Muz.ik icin mu.zik ) Boylece kis sezonu kapattim. 
Borusan Muzik Evi konserinden Spontaneous Living:

Mart Radyo programlari ve soylesiler ile yogundu. Gulus Gulcugil Turkmen Alternatif Anne , Leyla Diana Gucuk ile Frauen Solidaritat icin harika iki roportaj yaptik. Radyo Babylon’da muzik calip muhabbet ettik. Once Nublu Caz Festivali ardindan 60m2 Caz Festivali caldik Selen Gulun Trio olarak. Arada bir de Tamirane konseri Selen Gulun Quartet. Mart’ta ayrica TRT Caz Orkestrasi ve cok sesli korosu icin 2 sene once siparisleri uzerine yazdigim eser Sakin’in kayidi gerceklesti Cok fena bir deneyimdi. Zaten blog yazmistim bu konuyla ilgili (bknz. Sakin Macerasi). Mart ayinda artik yogun bir sekilde 123’un Izmir Devlet Senfoni Orkestrasi konserinin aranjmanlarina calismaya basladim. Ders vermek ve aranjman yapmak disinda pek bir sey olmadi hayatimda. Keza Nisan ayi da asagi yukari ayni sekilde gecti. Yaz yaz ciz ciz… Ama en guzeli 46 ile (Ayse Ayasli) ‘aman nedir yani yuru hadi Mardin’e gidelim’ seklinde birbirimizi doldurup kendimizi Mardin’de bulmus olmamiz oldu.Uzun uzun vakit gecirdik. Toplamda 5 gun. Mardin’i sakin yasadik, guzel ve yavas yavas. Bir cok insanin surayi gordunuz mu buraya baktiniz mi dedikleri yerlerin aksine biz sokak kedisi sevdik, kurabiye yedik ve Atilla Cay Parki’nda cay, oralet ictik. Araba kiraladik firtina’da kaldik… Hala icim hos oluyor Mardin’i dusununce. Kokusu geliyor burnuma mis gibi (bknz. Nisan’da neler oluyor?). 14 Nisan’da Alt’da caldim Ediz ve Volkan Hursever ile. Bunun disinda ay sonunda harika ve benim icin cok onemli iki konser daha oldu. 29-30 Nisan’da CRR’de Nublu Jazz Orchestra conducted by Butch Morris konseri’nde caldim. Ilk konser cok iyi, ikinci konser basarili gecti. Bu konuda da blog yazmistim (bknz. zaman/muzik/ ben bir nokta). Butch ile biz yillar once beraber calismistik. Hem ayni okulda hem de orkestra’da. Kendisinden tesekkur email’i aldim konserlerden sonra, cok memnun oldum. Son konserden sonra Babylon’a gittik. Ben Zwerin gelmis megerse Istanbul’a. Kosup gidip bas'ini aldi geldi. O, ben ve Nasheed Waits groove ettik birlikte biraz. Cok hosuma gitmis olacak gece eve donerken Maki’nin bana verdigi telefonunu taksi’de unutmak suretiyle kaybettim. Tum telefon numaralari gitti (Hay aksi!).

Mayis, 19 Mayis, 123 + Izmir Devlet Senfoni Orkestrasi konseri hazirliklari ile gecti. Yazdim da yazdim. Cok kisa bir zamanda 11 parca aranjmani bitirmek zorunda kaldim. Bir gunde tum bir parcanin orkestrasyonunu bitirmem gerekti bazen. Gercekten hic uyumadan gecirdigim zamanlar oldu. Benim icin cok stresli bir isti. Kosullar zordu. Bir daha boyle bir is yapacaksam kosullar konusunda daha net konusmayi deneyimlemis oldum (seksen bininci kez). Is zordu, sonuc bile stresliydi. Annem ve Babam geldi konsere. Cok guzel olmasi gereken konser sonrasi ani kabusa donustu benim icin. Arkasindan bir de deprem oldu. Hilton’da 28. Katta kalan birisi olarak ne oldugumu sasirdigim bir sallanma deneyimi oldu! Numarali gozlugum Izmir’de kaldi telefon acip istemedim bile gozlugu. Kalsin orada. Orada olanlar orada kalsin gibi. Konser sorunlu ama kanimca basarili bir konserdi. Bir kac kayit var buradan izlenebilir:


31 Mayis 60m2 konserinden. Fotograf, Kemal Cengizkan
14 Mayis’ta Ozan Musluoglu’nun hem yeni albumunun tanitimi hem de Borusan Muzik Evi sezonunun kapanisi gerceklesti. Biz de Elif Caglar Muslu ile birlikte eski gunlerimizi yad eden bir parca caldik (Ex-factor). Bir de Journey into Nothingness (Answers albumumden) caldik Ozan ve Ferit ile.  Guzel ve heyecanli bir kapanis oldu. Herkes oradaydi, caldik soyledik hep beraber. Son hafta sonunda Serhan Erkol ile Diyarbakir’a Suluklu Han’a calmaya gittik. Iki konser caldik ikili olarak. Ayse Tutuncu vasitasi ile tanistik Harun, Serdar ve Suluklu Han takimi ile. Cok guzel zaman gecirdik, cok etkilendik oralardan. Yine ve hep gitmek istedik. Mayis sonunda Ekin Istanbul’a geldi. 31 Mayis’ta 60m2’de caldik Ozan Musluoglu ve Ekin Cengizkan ile. Benim sezon finalim de bu konser oldu sanki aslinda.

Cunda adasi, Haziran, fotograf Ekin Cengizkan
Haziran’in 5’inde Tamirane’de dortlu caldik Serhan Erkol, Volkan Topakoglu ve Ekin ile. Cok tatliydi hava, disarida caldik soyledik. Sonra uzun bir durgunluk donemi var. Erken tatil Assos ve Cunda adasina. Henuz kimseler yokken ortalikta… Geri donduk, sancili bir donem basladi. Gerginlik hatirliyorum genellikle Haziran’in ikinci yarisindan. Beklemek. Yorgunluk. Album yapmak istiyordum. Bir turlu hareketlenemedim. Olmadi. Sonra Temmuz hizli basladi. Answers albumunu kendi ekibimle calacaktim 18. Istanbul Jazz Festivali konserlerinde, European Jazz Clubs serisi icinde Salon IKSV’de. O yuzden haberler, soylesiler, roportajlar, ve canli performanslar oldu. Kadinin biri bana canli programda Selen Sulun dedi!  7 Temmuz’da 60m2’de Ekin Cengizkan’s + konseri caldik Ozan, Ekin ve Bulut. 11 Temmuz’da ise Patrick Zambonin ve Jorg Mikula ile Answers albumunu bastan sona. Ve +4 yeni parca. Bir tanesi tamamen yeni, ilk seslendirilisi oldu konserde. 10’unda prova harika gecti. Her zamanki tatli muhabbet. Anladim konser guzel gececek. Aksam Ediz ve Seval geldi Zubeyir'e. Akbank Kampuste Caz serisinden beri buyuk ask yasadigi Patrick ile kaynastilar tum gece. Bizi Rakilarla sarhos etti sagolsun. 11’inde herkes biraz sarhostu o yuzden. O kadar da dedik ‘Raki sisede durdugu gibi’… Sahne guzeldi. 4. Parcada benim elimin sakatligi costu. Dedim bu konser bitmez! Neyse kazasiz belasiz bitirdik. Asagida geceden bir ornek var.Busy Lady!

Sonra Agustos ayi benim aniden Italya’ya gitmeye karar vermemle dalgalandi durdu. Cok keyifsizdi. Ayriliklar oldu, uzuntuler… Zaten blog’a bir bakiyorsun, ic karartici. Baska da bir sey soylemeye gerek yok bence. Tek muzikal hareket 24 Agustos’taki Haberturk gecenin skalasi programindaki canli performans. Apar topar gidilen Kas’ta Demirhan ve Beril, Serkan ve Esin, Sarp Maden, Caglayan, Ayse ile surpriz birlikte tatil. Ama cok kisa. Huzursuz insan her yerde huzursuz. Ozkan ile karsilasmak guzeldi. Cok harika bir pansiyon yapmis Isler Pansiyon. Tertemiz, kendi elleriyle. Yapacagim dediklerini yapan insanlara saygimiz sonsuz. Kal dedi kalamadim. Donmem lazim dedim. Dondum Istanbul’a. Yuzlesmeler.

Si si! Roma!
Eylul’de tek konser 5’inde Tamirane’de Serhan Erkol, Ediz ve Volkan ile. Hava guzel. Aile, Ayse, ve Ekin orada. Muhabbet cok guzel, eglenceli. Yakinda gidecegim diye ben biraz saskindim. Eylul guzeldir Istanbul’da halbuki! Ferit o gun eline cam batinca 'yok yok tesekkur ederim'dedi bana bir ara. Bize plesenk oldu bu (inside joke). 8 Eylul’de Italya’ya yolculuk. Ilk 3 gun Fondazione Adkins Chiti: Donne in Musica WIMUST projesi konferansi. Toplantilar bilgilendirici ve enteresan gecti. 24 ulkeden 32 Kadin Besteciler Dernegi temsilcileri. Ben tek basima. Herkes gidecek ben kalacagim biliyorum. Askerlik gibi bir 3 ay onumde ama henuz onu bilmiyorum. Bilmiyorum ama hissediyorum. Yogun bir boku yedik hissi var. Bekledigimden zor gececek belli (bknz. tum Eylul ayi). Eylul alisma donemi. Ortam cok cabuk sogudu. Geceleri usuyorum. Neyse ki Arantxa geldi Ispanya’dan 2 hafta sonra. Birlikte hem calistik hem gulduk. Bar Francesca’da happy hours ve aperatif donemi basladi. Tek eglencemizdi denebilir. Ekim’de Istanbul’a cok cabuk 3 gunluk ziyaret. Sistemim iyi calismiyor. Cok hasta oldum, kan testleri v.s.. Sonucta her sey yolunda. Kislik kiyafetleri alip gerisin geriye koy hayatina. Hava her gecen gun soguyor. Soguktan ayagini yere basamamak diye bir sey basima hic gelmemisti. Dag sogugu baska bir seymis. Ekim cok yogun. Konserler ve isin yogunlugu nefes aldirmiyor. Tum bos zamanlarimda Marcello Allulli’nin evindeyim, Roma’da. Yemek yapiyor muzik dinliyoruz. Insanlar ile tanisiyorum, arkadaslar, cok iyi muzisyenler. Music Inn tayfasi. Torino’ya gittim Utku ile calmaya Art in Town’a. guzel bir set up hazirlamisti bana. Beraber muzik konustuk, yemek yedik, kurtlarimizi doktuk, sonra da bir guzel ictik =) Ben ertesi gunu de sarhos ve keyifsiz gecirdim. Giderken zaten ucak kacirmistim zor bir yolculuk olmustu. Agir bir yagmur yagmisti Roma’ya, trenler otobusler birbirine girdi, benim de midem tabii! Midem hic duzelmedi. Torino’yu cok sevdim ama her seye ragmen harika bir sekilde ayrildim oradan. Utku ile 2012’ye sarkan planlar yaptik ayrica, heyecanli heyecanli.

Kasim’da iki konser caldim Italya’da. Birisi oradayken yazdigim Piyano eserim Sea by Sea’nin ilk seslendirilisi. 300 Italyan cocuguna caldigim ve anlattigim bir konser. Italyanlarin dogasi geregi cosku dolu gecti =) Digeri de Donne in Music icin Frascati Roma'da Turk Kadin Muzisyenlerin muziklerini caldigim konser. Ikisi de cok guzel oldu. Ozellikle Donne in Jazz festivali konseri. Tamamen doluydu, bis yaptik Marcello Allulli ve Ermanno Baron ile. Marcello ile 6 Nisan’da Borusan Muzik Evi’nde Michele Rabbia’nin da oldugu bir konser calacagiz. Simdiden heyecanliyim. Burada Jehan Barbur'un parcasi Seni Seviyorum’un konserden bir yorumunu seyredebilirsiniz. 
Kasim’da 5 gunlugune New York’a kactim. Ekin’de kaldim. Hava genellikle guzeldi. Bir suru kez filme gittik. Joe Straus Teori kitabim icin benimle calismayi kabul etti. Mutlu mesut Ocak’ta geri donmek uzere Italya’ya dondum. Calismalarimi toparladim elimden geldigince. Bar Francesca ve sevgili arkadaslarim Arantxa ve Marcello’ya veda edip Aralik ayinda Istanbul’a dondum.

Eve donmek cok harika bir histi. Ilk bir hafta deli gibi kosturdum 3 aylik ayrilik telafi etmeye calistim. Arkadaslar, banka isleri v.s.. Sonra bir gun evde kalabildim ama hic cikmadan 32 saat ayni kiyafetlerle oturdum. Muthis bir histi. Evde oturmanin bu kadar ozgurlestirecegi insani, kimin aklina gelir? Insan her gun evinde uyanabilince bunlari hic dusunmuyor. 10 Aralik’ta Alt konseri caldim Alper Yilmaz ve Ediz ile. Istanbul’da 3 ay sonra ilk konser. Muzik yazmaya basladim, calismaya yeniden. Son 3 ay boyunca Piyano calisabilmek icin birisinin evine gittim sonucta. Aletini edevatini ozluyor insan her seyden cok. Calistim, caldim. Arkadaslarimla muhabbet ettim. Fakat Turkiye’de olup bitenler icime oturdu. Bogazim dugumlendi. Her sabah her sabah bir probleme uyanmak… Toplandim ve New York’a dogru yola ciktim. Tum ay boyunca Utku ile planladigimiz gibi 33 dakikalik bir ensemble parcasi yazacagim ve Teori kitabim uzerinde calismaya basliyacagim. New York’a ulasmak tahmin ettigim kadar kolay olmadi. Hayatim boyunca hic ucak kacirmamis birisi olarak 2011’de ikinci kez ucagi kacirdim. Lufthansa transfer sorunu… (Bknz. SQ 26Singapure Airlines ile New York). Gelisim sorunlu oldu ve yilbasi gecem bir felaketti! Cidden cok fenaydi. Hem agir jet lag hem de gerginlik icinde oturduk oyle. Ama simdi iyiyim. Iyiyiz. Belki diyorum o  gece, son gece, 2011 icin son cozulmedir. Hatta son cozulmedir 2012 icin, ilk adimdir. Bunu umuyorum. 
p.s. Artik album yapmam lazim!