Thursday, November 29, 2012

Capuchin maymunlari bile...

Sali sabahlari ders vermeye giderken Acik Radyo dinliyorum. Felsefe konusmalari yapiliyor tam o saatte. Konular "bencillik, paylasim, sosyal adalet" arasinda gidip geliyor. Dolayisiyla benim icin pembe dizi gibi bir sey oldu. 
Acik Radyo. Her Sali: 09:30 – 09:50 Açık Bilinç / Güven Güzeldere ile Bilim ve Felsefe Sohbetleri / Acik Gazete

Adalet duygusu ve bencilce davranislar hakkindaki sohbette fareler uzerinde yapilan bir deneyden bahsetti Güven Güzeldere. Ben bu deneyi merakimdan bulup izledim ama biraz vahsice oldugunu dusundugum icin paylasmak istemiyorum. Olay sundan ibaret, iki fare iki ayri kafeste. Bir butona bastiginda bir tanesi, kendisine yemek geliyor, bir guzel yiyor afiyetle. Ikinci kafesteki ise ac billac duruyor. Eger dugmeye iki kere basarsa yan kafesteki fare'ye de yemek gittigini, ama kendisine daha fazla yemek geldigini farkeden denek her seferinde 2. kez de butona basmaya basliyor. Hem kendisi ne guzel daha fazla yiyor hem de komsuya yemek gidiyor. Oh ne ala. Fakat bir sure sonra yan kafesteki fare'ye elektrik soku vermeye basliyorlar inceden bizimki 2. butona fazladan yemek icin her bastiginda. Bunu farkeden kahraman faremiz daha fazla yemekten vazgeciyor. Yan komsu aci cekmesin diye 'daha fazla yemek' hakkindan vazgeciyor! Yani kendi bencil ihtiyaclari sebebiyle bir baskasinin zarar gormesini istemiyor. Arzu etmiyor. Butona 2 kere basmayi birakiyor. Yorumsuz. 

Sosyal maymunlar! Foto: Demirhan Baylan, islamabad, Pakistan.

Bu hafta ise sunu konustular. Emek ve deger iliskisi nasil isliyor? Bu beni cok yakindan ilgilendiren bir konu. Hayatinin hatirladigi tum vaktini muzik ile ilgili konular uzerinde calisarak gecirmis birisi oldugum dusunulurse... (ve degerinin de toplumda nasil algilandigi?). Aslinda sosyo ekonomik bir sonuca varmak uzere yapilan Insan davranislarina en yakin davranis butunlugu sergileyen Capuchin maymunlari uzerinde yapilan deneyde iki maymunun ipleri esit cekerlerse, iplerin ucuna bagli olan kutleyi kafeslerine birlikte calisarak (organizasyon) yaklastirabildiklerini ve bunun sonunda en cok sevdikleri yemek olan Salatalik parcasi ile odullendirildiklerini farkettiklerini dusunun. Sonra da ikisi mutlu mesut calisip ayni islemi yaparak defalarca salataliklarini yiyedursunlar deneklerden birisine hic bir sebep yokken yemeyi daha da cok sevdikleri uzum tanesinden verince kiyamet kopuyor! Ikisi de protesto ediyorlar bu durumu. Ikisi de rahatsiz oluyor! Dikkatinizi cekerim. Odullerini almayi reddediyorlar. 

Bireysel Maymun! :) Fotograf: Demirhan Baylan, Pakistan

Bir de 'para kullanmayi maymunlar da becerebiliyor' diye bir sey duymustum zamaninda. Hatta icimden 'aman bravo cok lazimdi' diye de dusunmustum! Megerse bu isin medyaya kadar yansimis haliymis. Asil deney cok uzun bir surec. Once bu tatli maymunlara ellerindeki kucuk tas parcalarinin dogru zamanda verilirse uzum'e donusebilecegi, yani ekonominin en temel prensibi para - deger - fayda degis tokusu ogretiliyor. Sonra da bunu 60 sn icinde yapabilirlerse yine salatalik ile odullendiriliyorlar. Ama birden bire bazilarina yine sebepsiz yere uzum (ayni emek karsisinda daha zengin olmak - haksiz kazanc olarak aciklanabilir) veriyorlar. Hatta bazilarina hic bir emek sarfetmeden catirt diye uzum veriyorlar. Sonucta ne oluyor biliyor musunuz? Kimse verilen odulleri yemiyor. Hepsi yine protesto halinde. Uzum'u de salataligi da birakip yemiyorlar! Hatta bazi durumlarda deneklerden bazilari salatalik ve uzum'leri bilim adamlarinin kafasina firlatiyor?! Sosyal adalet duygusu? Hmmm.... Aslinda bu acidan bakildiginda cok umut verici. Ama guncel / bireysel insan davranisi ile karsilandiginda insanin surati asiliyor. 


Beni en cok gulduren de denek olarak kullanilan Capuchin'lerin sadece disilerden secilmis olmasi. Akranlari arasinda esitlik veya adil muameleyi anlamlandiracak cins disilerdi diyor Bilim adami Brosnan.


Benim kafam "bencilce davranislar" konusu ile mesguldu bir suredir (hakli olarak!). Anlamlandiramadigim ama umudumu da yitirmek istemedigim bir konu bu. Bir gun elbet adalet duygusu gelismis, (bencillik derecesinde) sadece kendi cikarlarini dusunmeyen, kendi davranislari ve basit ihtiyaclari sebebiyle baskalarina zarar vermekten kacinan insanlarla 
cevrili bir yasam suruyor olabiliriz. Yoksa Darwin baba bize yalan mi soyledi?

Makaleler:

Monkeys Show Sense Of Fairness, Study Says

Helping behaviour and regard for others in capuchin monkeys 

Thursday, November 22, 2012

Dünya (IV)

Dünya 
belki de
bir kocaman gürültüdür
sadece - 
zamanı gelince
susacak - - 
gelecek 
zamanı.





Some people have something so very powerful.
Impossible to describe what it is. 

Just simple
 & 
beautiful. 

Monday, November 19, 2012

Kayit Gunlugu 04

Gunluge biraktigim yerden devam...

26 Ekim gecesi studyoya Cengiz Baysal geldi. Daha once kaydedip begenmedigi bir parcayi yeniden caldi. Cengiz titiz calismayi seviyor. Kulagina geleni begenmediyse bir bildigi vardir dedik. Gece bulustuk Muzik Evi'nde Berk Kula ile kaydettik Cengiz'i yeniden. Tikit tikir caldi bu sefer, ici rahat etti. 

Sonra uzun bir ara oldu... Ben soguk alginligi ve oksurukten yirtamadim. Kas'a gittim, geldim. Studyo dolu oldu (ne guzel). Bir kac konser oldu arada. 

Ancak 16 Kasim'da Ozan Musluoglu ve Imer Demirer'i agarlayabildik Muzik Evi'nde. Once Ozan geldi. Bir parcaya Kontrabas caldi. Sonra "ya sen su Kirmizi Sapka' parcasina da bir dokunsana" dedim. Ona da bir seyler caldi. Hosumuza gitti Kontrabas'li hali. Zaten Ediz'in caldigi davul ve perkusyonlar tek basina alip yuruyor parcada. Oyle bir calmis ki! 

Sonra Imer Demirer geldi. Elif Caglar Muslu ile birlikte soyleyecegimizi umdugumuz bir parcaya sololar caldi. Cok guzel oldu. Kafamdakini yapabilirsem bu parcayla ilgili daha da harika olacak. Arkasindan Goksel provaya girecekti Muzik Evi'nde. Bizim kayitlar bitti ve Berk ile calismaya devam edip duzeltmelere gectik. Projeyi toparlamadan ilerlemiyoruz. Derli toplu olmazsa calisamiyorum ben. Zaten kafam daginik. 17'si aksami bulusup calismaya devam ettik proje uzerinde. Bir parca Elif'e gitti baksin, ustune dusunsun diye. Birisi bende uzerine yayli aranjmanlarini yaziyorum. Oteki de Emre Malikler'e gidecek. Loop uzerine bir parca bu. Emre bir baksin istiyorum parcaya. Ozellikle Loop'a. O da heyecanli :) Acaba neler yapacak? Ama tabii ki o parcayi bounce etmeden studyodan cikmayi basardigim icin dedigim zamanda yollayamamis oldum parcayi Emre'ye. Ah bu unutkanlik. Kafam heeep daginik, hep!

Solumda Imer Demirer, sagimda Ozan Musluoglu ve Serhat Ersoz.
17'si aksami Borusan Muzik Evi'nde Jazzland konseri vardi. Bugge Wesseltoft'un plak sirketinin konseri. Bizim muzisyen arkadaslarimiz konserlerde sadece isimlere bakiyor sanirsam basliklarda isim goremeyince ne oldugunu bilememis olsalar gerek, cok az muzisyen vardi konserde. Herkes sonra uyandi, ne zaman geldi Bugge diye. Konser 2 saat uzunlugunda harika bir konser oldu. Jazzland'in yeni yuzleriyle de tanisma firsatimiz oldu. Bitisinde Bugge ile bulusacagiz diye konusmustuk. Tum ekip disarida durmus bira iciyorlardi, ben de eklendim. Muhabbet muhabbet derken yarin studyoya ugrayayim hem de senin kayitlari dinlemis oluruz dedi. Cok sarhos olmasi on sozlesmesiyle anlastik :)

Bugge yeni albumu dinliyor. Ben de anlatiyorum. Parmaklara dikkat! :)
18'inde once onlari soz vermis oldugum uzere Sema gosterisine goturdum Sirkeci'de. Turistik bir gosteriydi biraz ama etkilyiciydi yine de. Sonra Serhat Ersoz de katildi bize. Tatli ve keyifli bir yemek yedik, hayat muzik v.s.. Guzel sarap. Onlarin tavla maci zirvesi oluyormus her gorustuklerinde. Bu sefer yapamadilar ama :) Gece yarisindan sonra "Yeterince sarhos oldum artik muzikleri dinleyebilir miyim?" dedi. Sabah olmus 1, Muzik Evi'ne gittik ucumuz. Bugge biraz eski bir synth var bizde 'stratus' diye, onu caldi. Sonra da dedik haydi zamani geldi, kayitlari dinleyelim. Fazla yazmak istemiyorum bu konuyla ile ilgili ama soyledikleri yuzunden sabahladim ben, cok heyecanlanip. Kayit gunlugune boyle acayip bir katkisi oldu Bugge'nin ziyaretinin. Studyomuzu da cok begendi kendisi. Hadi buraya Piyano alin dedi. Biz de dedik haydi!

jazzland ekibi ve serhat ersoz ile sarap, yemek, muhabbet
Bu hafta davulcu Jörg Mikula Istanbul'da olacak. Acayip seviniyorum takilacagiz diye. Ve fakat kaydedemeyecegiz diye de cok uzuluyorum. Studyo dolu! Butun hafta Brazilian Girls kayitta olacak. 

Sirada Borusan Yayli Dortlusu'nu kaydetmek var. Yaziyorum ciziyorum, 26 Kasim'da Muzik Evi'ndeler. 2 parcaya onlar da dokunacak. Hedef kayitlari Kasim sonunda bitirmek. 21 Aralik'ta dunyanin sonu gelmeden de vokal kayitlarini bitirmek :)

Kismet!


Thursday, November 15, 2012

Dünya (III)

m.k.



















Dünya
serin sardunya 
ya
da
kızgın 
betona
da
eşit ölçüde düşen 
güneş
ışığıy
sa-
(S.....)

*
iyi geceler!

Monday, November 12, 2012

Dunya (II)

Dünya
çubukları arasında
bir kelebeğin uçup durduğu
bir
demir parmak
lıksa -
sen de 
dışındaysan -

slngln

***


This is Home.


Saturday, November 10, 2012

Dünya (I)

slngln













Dünya
sol sayfalarını boş bırakarak
doldurduğun, artık da sonuna yaklaştığın
defterdir - 
diye 
tersine
çevir
ebilir
misin?

slngln

Sunday, November 4, 2012

Kasim sen ne zaman geldin?

Asmaalti - Kas.  Sabaha firtina inecek!


Kasim'a cok yorgun basladim. Ekim sonu Kas'tan dondugum andan itibaren kosturmaca cok yogun basladi. Oyle bir yorgunluk bilmiyorum. Bir gun saat oglen 4'e kadar yerimden kalkamadim. Uyudum, uyudum, azaldi... Yorulmusum! 

Artik Istanbul'da herkese, her keseye, her kafaya gore konserler oluyor. Gercekten insanin parasi ve zamani olsa her gece yapacak bir seyler var. Ama bizim oyle bir vaktimiz yok tabii. Yaratici adam sokaklarda dolasamiyor o kadar. Evinde tek basina durmasi gerekiyor, en onemli zamanlar sessizlikteki zamanlar. En azindan ben o kadar disaridan beslenen birisi degilim yaratma surecinde. Aksine yoruluyorum kafam surekli yaratimla mesgulken disaridan gelen etkilerden. 

Aruan Ortiz & Michael Janisch Quartet
Fakat gectigimiz iki gece ustuste hosuma giden konserler oldu. Bir kere Kaaija Saariaho denen o muhtesem besteci insanla tanisabilme, eserinin dunya promiyerinde bulunma (Frises), heyecanini gozlemleme ve paylasma serefine eristik. Eseri siparis veren Borusan Kultur Sanat'a ne kadar tesekkur etsek azdir. Frises gercekten ibretlik bir saadelik icinde, anlam yuklu bir calismaydi. Ikinci konser Alt Caz'da Kübalı piyanist Aruan Ortiz (Wallace Roney'nin adami)  ile Amerikalı basçı Michael Janisch’in trompetçi Raynald Colom ve davulcu Rudy Royston katilimiyla caldiklari album projesiydi. Cok iyi calinan, eglenceli ama bir o kadar da akla hucum eden bir muzikti. Enerji cok iyiydi. Konser sonunda muhabbet edip kaynastik. Ozellikle Aruan ile uzun uzun muhabbet ettik. Basci Mike ve Trompetci Raynald'da benimle ayni donem Berklee'li cikinca muhabbet sabahlara kadar uzadi. Live streaming (Internet'te canli yayinlanan) konserlerin teliflerinden, Misir piramitleri, Sufizm konularina kadar... Bir de 3-4 sene once ben New York konserlerinden donerken Wallace Roney'in menajerinden "piyanist gelemiyor 1 gun onun yerine calar misin?" diye email almistim, ama kotu talih, ucakta donus yolunda oldugum icin firsati kacirmistim! Istiklal caddesinde yuruyorduk birden hatirlayiverdim. Megerse Aruan yerine calacakmisim o gece. Dunya bazen ne kadar kuculuyor? Cok acayip! Gece Kino'da muhabbet esnasinda "What?? You don't know crazy drummer??" diyerekten telefondan asagidaki videoyu seyrettirdiler. Dakikalarca gulduk.  Sabahin korunde eve geldigimde acip yeniden seyrettim gozlerimden yaslar gelerek. Paylasmadan edemeyecegim. Gozden kacirdiysaniz siz de benim gibi, iste burada :)



4 Kasim, Pazar, Selen Gulun Quartet, Tamirane Morning jazz Sessions caldik. Serhan Erkol (Tenor Sax), Demirhan Baylan (Elektrik Bas) ve Cengiz Baysal (Davul). Cok seviyorum ben Tamirane'yi. Dinleyici yine cok ilgiliydi. Yeni albumden de caldik. Disarida calan son grup biz olmus olabiliriz ve fakat son set ben cok usudum.

Bu ayin ikinci konseri 14 Kasim'da Cafe Mitanni'de. Yine daha bitmemis olan yeni albumu tingir mingir calacagiz Demirhan ve Cengiz ile. Gecen sefer cok tatli olmustu. Acayip guzel bir dinleyiciye, sakin sakin calmistik. Ayni guzellikte bir konser olacagini umuyoruz. Bir kucuk surpriz yapmisti Beril bize gecen performanstan.



15 Kasim'da yine Cafe Mitanni'de Tamer Temel'in bestelerini calacagiz. Tamer (Tenor Sax), Alper Yilmaz (Elektrik Bas), Eylul Bicer (Elektrik Gitar) ve bendeniz elbette Piyano'da. 
22 Kasim'da ise ayni mekanda Tamer'in muziklerini, Tamer, ben, Eylul, Kagan Yildiz ve Cem Aksel ile birlikte calacagiz. 

Album kayitlari devam. Overdub'lara gectigimiz icin kimin vakti varsa, ve studyomuz ne zaman bossa o zaman devam ediyoruz. Ama cok az kaldi kayitlarin bitmesine. Sonra sesim duzelince vokallere baslayacagim. Bir aksilik olmaz ise bu ay album biter!

Bu arada 7 Nisan'da Marcello Allulli ve Michele Rabbia ile caldigimiz Borusan Muzik Evi konserinin tumunu (Canti Liberi) Bandcamp'te paylasima actim. Bana ait olan parcalar ve ozgur dogaclamalar indirilebiliyor da. 




Yarin sabah erkenden annem anjio oluyor. Ustune kafa yormak istemiyorum. "Cok basit bir sey canim diyorlar", ben de oyle dusunmek istiyorum. Biliyorum ki annem iyi, hic bir seyi yok. Evet yok!

Bugun Demirhan calmaya geldiginde heyecanla Cengiz'e ve bana arabada dinlemek uzere, 'hayatin keyfini cikarmak' konulu CD'ler hazirladigini soyledi. Sonrada cikartip cantasindan  uzerlerinde isimlerimiz yazili CD'leri verdi :) Icinde cesit cesit muzik var, kisiye ozel hazirlamis. Cengiz'inki ve benimki ayni degil. Simdi ben merakimdan catliyorum mesela onunkinde ne var? :) 

Tamirane'den eve donerken bu aksam acayip trafik vardi. Ama benim CD'im vardi caliyordu arabada. Umurumda olmadi!

p.s. unutmadan... yakinda yeniden Italya. Allulli ve Lele ile Marcello'nun yeni album kayitlari. tarih belli degil ama heyecan baki!