Friday, August 9, 2013

Gitme Kal.

"selen" - seval gülün resmi salonda duvarımda



İki kadeh içince gidesim var. Ama rakı olacak. Yoksa kalırım. Rakı olacak ki resimlere fotoğraflara bakayım yerdeki, hatırlayayım aradan yedi sene geçmesine rağmen taşınalı, neden hala duvara asılması gerekenler yerde duruyorlar?


Bir yere ait olmak, birisine bağlı olmak yakın durmak korkutuyor beni. Sanki o resimler çerçeveler yerde ya, ben her an kalkıp gidebilirim. Başka bir yerde yaşamaya başlayabilirim. Ya da belki ölmeye yüz tutmaya...

Yedi sene oldu ama hala kapılar yamuk, şeyler yerde. Eşyam yok bana ait. Her an kalkıp gidebilecekmişim gibi. Gidiyorum da! Ama geri geliyorum her seferinde. Neden geri geliyorum? Ne bileyim ben? Geliyorum.

Bugün bayram. Ne anladım lan ben böyle bayramdan? Git toraks çektir dediler göğsüne öksürüyorsan bulutlar var ciğerlerinde. Özgürlük bulutları. Ölmüş gözünü kaybetmişlerin derdi göğsümde bir leke. İçimde sızı. Geçer mi toraks çektirince? Keşke geçse çocuklar. Aliler Ethemler... Öyle sadece bulut benimkisi. Siz nerdesiniz?


Kırmızılı Kadın - Seval Gülün (henüz bitmemiş)
İki kadeh rakı içince işte öyle gidesim geliyor. Her şeye (!) öyle yeniden başlayasım. Resimleri buraya mı assam, şuraya mı?

Radyo Eksen çok güzel çalıyor şu anda. Duyuyor musun sen? Duyuyor mudur o? Siz duyuyor musunuz? Ben duyuyor muyum ki? Keşke duysaydı.

Birey olmaya çalışmak ne zor be? Çok zor. Ne güzel tek başına olmak. Özgür olmak ne güzel. Güzel mi? Güzel be. Sarılmak isteyince sarılıp, sarılınca sarılmamış olmak istemekten iyi. 

Resimler batıyor içime. Ne diyorsunuz oğlum bana bunca senedir? Kaç sene geçti aradan dedim adama, yedi dedi. Nereden biliyor? Korkuyorum. Bilmeseydi iyiydi.